'Babamın mezarına gider sürekli hesap veririz'

'Babamın mezarına gider sürekli hesap veririz'

Dimes Meyve Suyu-Diren Şarapları’nın patronlarından Ali Rıza Diren, şirketin cirosundan söz ederken, sık sık baba Vasfi Diren’in ilkelerine vurgu yapıyor, ilginç bir tutumlarını aktarıyor: ‘Biz her hafta babamın mezarına gider, ona hesap veririz"

'Babamın mezarına gider sürekli hesap veririz'
16px
24px
03.09.2005 21:00
ABONE OLgoogle

Dimes Meyve Suyu-Diren Şarapları’nın patronlarından Ali Rıza Diren’in rehberliğinde Tokat’taki fabrikayı geziyoruz...

Ali Rıza Diren söze meyve bolluğundan giriyor: ‘40 yıldır bu işi yapıyorum. İlk kez bu kadar rahat meyve alımı yapıyoruz. Hatta ilk kez alım kısıtlamasına gitmek zorunda kalıyoruz. Geçen yıl en ucuzu 700 bin liraya aldığımız şeftalinin kilosunu bu yıl 100 bin liradan aldık.’

Dimes, kayısının kilosunu da 150 bin liraya almış. Belki ucuz meyve alabilmek kendileri için avantaj olsa da Ali Rıza Diren üzgün: ‘Meyve üreticileri yalvar yakar ürün satmaya çalışıyor.’

Ali Rıza Diren, yıkamadan geçip, üretim bandına giren meyveleri işaret ediyor: ‘Bizim sloganımız, ‘Sofrana koyamayacağın meyveyi, üretim bandına da koyma’dır. ‘Nasıl olsa suyunu alacağız, ne olursa olsun’ mantığıyla asla hareket etmeyiz.’

Ali Rıza Diren, babaları Mustafa Vasfi Diren’in şarap üretimiyle açtığı kapıdan meyva suyunda büyüyerek, süt üretimine de girerek yürüdüklerini vurguluyor: ‘2004 yılında 80 milyon dolar olan ciromuz bu yıl 100 milyon dolara çıkacak. 50 ülkeye ihracat yapıyoruz. Şimdilik ihracat ciromuz 7 milyon dolar. Hedefimiz 2010’da ciromuzun yüzde 50’sini ihracattan sağlamak.’

Ali Rıza Diren, şirketin cirosundan söz ederken, sık sık baba Vasfi Diren’in ilkelerine vurgu yapıyor, ilginç bir tutumlarını aktarıyor: ‘Biz her hafta babamın mezarına gider, ona şirketle ilgili gelişmeleri, yaptıklarımızı anlatırız.’

‘Hiç sektirmez misiniz, hep mezar başına gidip hesap mı verirsiniz?’ diyorum, Ali Rıza Diren, içtenlikle yanıtlıyor: ‘Hesap vermek ya da dertleşmek diyebilirsiniz. Eğer Tokat’taysak her hafta babamın mezarını ziyaret eder, bunları yaparız. Değilsek, Tokat’a döner dönmez babamıza hemen uğrarız. Bunu yapmak bizi rahatlatır.’

Diren Ailesi, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne (TİGEM) ait Tokat’taki devlet üretme çiftliğini 30 yıllığına kiralamış. Adını, ‘Kazova Vasfi Diren Tarım İşletmesi’ yapmış...

Ali Rıza Diren’e, ‘Meyve suyunda iddialısınız ama şarapta aynı iddiayı göremiyoruz galiba’ diye takılıyorum. Hak veriyor: ‘Şarap birara ikinci planda kaldı ama artık yükleniyoruz. Babam Türkiye’de ilk ‘Mahlep’i üreten kişidir. Zaten servetini de şarap üretimiyle elde etmiştir.’

Ali Rıza Diren, tam bu noktada yakın tarihteki bir anısına dönüyor: ‘Tokat’ın İslami eğilimli bir partiye mensup belediye başkanı vardı. Bir gün fabrikamıza geldi. Uzun uzun sohbet ettik. Birden, ‘Sizi çok severiz. Diren ailesi Tokat için çok önemlidir. Bir de şu şarap işini bıraksanız ne iyi olur’ dedi. Kendisine yanıtım, ‘Babamın bize bıraktığı servetin kaynağı şaraptır. Şarap üretiminden asla vazgeçemeyiz’ oldu.’

Vasfi Diren, 1940-43’te Bursa Tarım Meslek Lisesi’ndeyken bir Fransız bilim adamının, ‘Her gün bir elma ile bir bardak şarap içenin öldüğünü duyarsam şaşarım’ sözünden etkilenip, bu alana yönelmiş... Dünya şarap literatürüne giren ilk Türk şarabı markası olarak ‘Diren’i üretmiş...

Diren kardeşler de şimdi, İtalyanlar’ın ‘Şarap, olgun insanların sütü’ atasözüne sarılıyor... Baba mirası şarap üretimine daha fazla yüklenip, mezar başında hesap veriyor:

‘Meyve suyunda iddialıyız, şarap ve sütte de geri durmayız...’

Vahap Munyar/Hürriyet

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde