Mecburi istikamet organik tarım

Mecburi istikamet organik tarım

Gürsel Tombul, Aydın Kuşadası’nda çiftçilik yapan bir iş kadını. Tarıma ilgisi, onu yıllarca uğraştığı turizm işinden sonra toprakla buluşturmuş. İki bin dönümü bulan arazilerinde organik tarımla uğraşıyor şimdi.

Mecburi istikamet organik tarım
16px
24px
01.09.2005 17:38
ABONE OLgoogle

Gürsel Tombul, Aydın Kuşadası’nda çiftçilik yapan bir iş kadını. Tarıma ilgisi, onu yıllarca uğraştığı turizm işinden sonra toprakla buluşturmuş. İki bin dönümü bulan arazilerinde organik tarımla uğraşıyor şimdi. Çevresinde ‘hanım ağa’ olarak tanınan Gürsel Hanım, Türkiye’deki organik tarımın önde gelen isimlerinden. Geleneksel yöntemden organik tarıma geçişi ise hayli ilginç: “Bir yurtdışı seyahatinde bir mağazanın tabelasında, içinden kurt çıkan armut ve elma resmi gördüm. Kurtçuk şöyle diyordu; ‘İçinde ben yaşayabiliyorsam sana da zararlı değildir.’ O zaman anladım ki pazardaki çok alımlı meyvelerde kurtçukların yaşayamamasının bir sebebi vardı. Bu olay beni organik üretime yönlendirdi.”

Gürsel Tombul gibi Türkiye’nin dört bir yanında organik tarımla uğraşan pek çok insan var bugün. Tabii ki bu yöntemle üretilen ürünleri özellikle tüketmeyi tercih edenler de. Kimi bir kurtçuğun zihninde açtığı ufukla bu sektöre yönelmiş kimi de yabancıların yönlendirmesiyle. Ancak, hepsinin ortak noktası, insanların sağlıklı beslenmesinin önemini kavramış olması. “Gerçekten ihtiyacımız olmayan şeyleri bile tüketip, bir de bunlar için sağlığımızı kaybediyoruz.” diyen Gürsel Hanımın bu sözlerinden, sağlıklı beslenme kadar sağlıklı üretimin de ne kadar önemli olduğu anlaşılıyor.

Her doğal olan organik değildir

Bugün bütün dünyada doğaya ve doğal tüketime dönüş yaşanıyor. Yaşadığı gezegeni düşüncesizce kirleten, doğal kaynakları hoyratça tüketen insanoğlu, artık denizin bitmekte olduğunun farkına varmaya başladı. Organik tarım işte bu farkındalığın sonucu ortaya çıkan bir üretim ve tüketim şekli. Pek fark edilmese de Anadolu giderek organik tarım üretiminin bir parçası hâline gelmiş durumda. Şüphesiz, bu süreçte “yabancıların” rolü inkâr edilemez. Zaten çiftçiler de bu gerçeği açıkça itiraf ediyor: “Bir gün yabancı bir şirketin temsilcileri ziyaretimize geldi. İstedikleri şartlarda üretim yaparsak ürünlerimizi yüksek fiyatla almayı taahhüt ettiler. Biz işin özellikle maddi açıdan getirisini dikkate alarak, dedelerimizden miras kalan geleneksel üretim yöntemlerini değiştirmeye karar verdik.”

Çamlıca Köyü, Samsun’un şirin ilçesi Terme’yi geçtikten sonra yeşillikler içerisindeki bir vadinin tam ortasında karşımıza çıkıyor. 19 Mayıs Üniversitesi Bafra Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Ali Kemal Ayan, bölgenin bir organik fındık vadisi olduğunu söylüyor. Organik tarımın köyde 12 yıllık bir mazisi var. “Bizim köylüler yeniliklere çok açıktır. Organik tarımla tanışınca eski üretim alışkanlıklarını hemen terk ettiler.” diyor muhtar Mehmet Özmen. Her şey 1994’te, fındık ticareti yapan bir Alman firmasının, organik olarak üretilen fındığa neredeyse iki kat yüksek fiyat vermesiyle başlar. İlk iki yıl geçiş süreci olduğundan bir rekolte kaybı yaşanır. Sonra üretim eski seviyesine ulaşır. Şimdi eskiye oranla rekoltede artış yaşanıyor. Özellikle Yaşar Grubu’nun bir süre önce İzmir’de üretimine başladığı organik gübre, işlerini önemli ölçüde kolaylaştırmış.

Organik tarım denince, doğal seyrinde yapılan bir tarım faaliyet anlaşılıyor. Halbuki iş o kadar basit değil. Her şeyden önce bu tarımı yapabilmek için en az iki yıllık bir geçiş süreci lâzım. Organik tarım yapılan arazide çok az da olsa kimyasal ilaç kullanılmaması gerekiyor. Ayrıca onun yakınındaki başka bir arazide de kimyasal ilaç kullanılmaması önemli. Yine yol kenarında organik tarım yapılamıyor; çünkü egzoz gazı ürünü olumsuz etkiliyor. Dolayısıyla, organik tarımın yapıldığı arazinin özenle seçilmesi şart. Zararlılarla mücadele için kullanılacak ilaçlarla verimi artırmak için tercih edilen gübrenin tamamen doğal yollardan elde edilmiş olması gerekiyor.

Şüphesiz bu zahmetli süreç organik tarım projesinin hazırlanması ve bir sertifikasyon şirketine başvurulmasıyla başlıyor. Ardından çiftçi, şirketlerin biriyle anlaşıyor ve süreç boyunca şirkete ödeme yapıyor. İki yıllık geçiş dönemi toprağın yıllardır kullanılan kimyasal ilaç artıklarından arınabilmesi için önemli. Sonuçta şirketin yaptığı periyodik kontroller son

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde