Mahmut Ceylan'a 12 YIL hapis cezası

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından el konulan Bankkapital'in zarara uğratılmasına ilişkin 31 sanıklı davada bankanın eski sahibi Mahmut Ceylan'a, "birden çok ihtilasen zimmet" ve "dolandırıcılık" suçlarından 12 yıl 3 ay 23 gün hapis ve 103 milyon 512 bin YTL para cezası verildi.

Egebank'ın eski sahibi Yahya Murat Demirel hakkında ise, dönmeyeceği açıkça belli olan kredinin verilmesiyle bankanın 2.5 trilyon lira zarara uğratılması sonucu dolandırıcılık suçunu işlediği iddiasıyla 2 yıl 1 ay hapis ve 416 bin 66 YTL para cezası verildi.

Toplam 10 sanığa, zimmet ve dolandırıcılık suçundan çeşitli hapis ve zarar oranına göre para cezalarının verildiği duruşmada, "Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak, bu teşekküle üye olmak, yardım etmek"le suçlanan tüm sanıklar hakkında ise delil yetersizliğinden beraat kararı verildi.

İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya sanıklardan tutuksuz yargılanan Ali Tayfun Kabalak katıldı. Duruşmada sanık ve müdafi avukatları da hazır bulundu. Mahmut Ceylan'ın avukatları Önder Öztürel ve Ömer Köken dava ile ilgili olarak İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Adem Sözüer'in bir rapor hazırladığını belirterek, duruşmada uzman tanık olarak dinlenmesini talep etti.

Yeni yasalar gereği bilirkişilerin de mahkemede tanık olarak dinlenmesinin ilk uygulaması olarak sanık avukatlarının İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'nden izin alması üzerine Doç. Dr. Sözüer, mahkemede uzman tanık olarak dinlendi. Sözüer, hazırladığı 118 sayfalık raporun, diğer banka davalarında hazırladığı raporlardan tek farkının, mahkeme heyeti tarafından değil de müdafi avukatlarının isteği üzerine hazırlanmış olduğunu söyledi.

Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için gerçek kişi ya da kişilerin zarara uğratılmış olması gerektiğini belirten Sözüer, back to back kredilerle sanıkların grup şirketlerinin zor duruma düşmesini engelleyerek hayatta kalmasını amaçladıklarını ve bu suçun oluşmadığını ileri sürdü. Zimmet suçunun oluşabilmesi için eylemde hile olması gerektiğini de belirten Sözüer, sanıkların karşılıklı olarak birbirlerini kandırmadan ve bir hileye başvurmadan kredi kullandırmalarının zimmet suçu yerine eski kanunda emniyeti suistimal, yeni kanunda ise güveni kötüye kullanma olarak değerlendirilebileceğini ifade etti. Dava ya da soruşturma açılmadan önce banka yönetiminin, TMSF ile borçları mukabilinde bir ödeme protokolü imzaladıklarını da belirten Sözüer, "Yeni Türk Ceza Kanunu'nda 168'inci maddeye tekabül eden "Etkin pişmanlık"tan yararlanmaları sözkonusudur." diye konuştu.

Sanık avukatları, Sözüer tarafından hazırlanan rapor hakkında görüşlerini bildirmeleri için kendilerine süre verilmesini istediler. Ancak Mahkeme Başkanı, Cumhuriyet Savcısı'nın da mütalaasına katılarak karar vereceklerini açıkladı. Sanık avukatlarının, savunma haklarının ellerinden alındığını söylemesi üzerine Mahkeme Başkanı Mustafa Akın, "Size savunma için 2 ay süre vermiştik." diye cevap verdi. Bunun üzerine Mahmut Ceylan'ın avukatı Önder Öztürel, "Hiç olmazsa öğleden sonraya bir saat verin ki biz de kendimizi savunabilelim." dedi. Başkan Akın, öğle tatilini de göz önünde bulundurarak duruşmaya 1.5 saat ara verdi.

Son savunma için verilen aradan sonra söz alan Av. Önder Öztürel, savunma haklarının kısıtlandığını, zimmet ve dolandırıcılık suçunun oluşmadığını iddia etti. Öztürel, soruşturma ya da dava açılmadan TMSF ile borç protokolü imzalayan tek banka olduklarını savundu.

Son sözleri sorulan sanık Ali Tayfun Kabalak hakkında yapılan suçlamaları reddederek, "Adalete güveniyorum ama öncelikle Allah'ın adaletine güveniyorum. Arkanız